Yaşam

Şehvetli Tanrılarını ve İlginç Mitolojisini Bildiğimiz Antik Yunanistan’da Cinselliğin Kısa Tarihi

Girit Medeniyetinden Spartalılara kadar uzanan Antik Yunanistan, toplumsal cinsiyet perspektifleri ve cinselliğe dair hikayeleriyle ünlüdür. Yunan tanrılarının aşk hikayelerini ve cinsel maceralarını kesinlikle duymuşsunuzdur. Ne de olsa Zeus’un yaktığı canlar sayısızdır! İşte biz de sizler için bu farklı Antik Yunan tarihini cinsellik çerçevesinde inceledik. İşte okumaya! ?

Kaynak:https://www.historyextra.com/period/a…

Antik Yunan ve Yunan mitolojisi denilince akla pek çok açıdan cinselliğin gelmesi şaşırtıcı değildir.

Tanrıların efendisi olan Zeus bile kadın erkek fark etmeksizin birçok tanrıya ve insana olan ilgisiyle ünlüdür. Onunla ilgili bazı hikayeleri hatırlarsanız, Antik Yunanistan’ın ensest ilişkilerden, tecavüzden, birden fazla kişiyle evlilikten uzak olmadığını tahmin edersiniz. Gelin bu konuların detaylarına birlikte göz atalım.

1. Antik Yunan’da cinselliğin ifadesi, M.Ö. MÖ 3650 – 1400 yılları arasında hüküm süren Girit Uygarlığı ile başlar.

www.flickr.com

Bu dönemde kadınlar yarı açık giysiler giyerlerdi. Kadınların karınları ve göğüsleri çıplaktı, etekleri fırfırlı kısa kollu uzun elbiseler giymişlerdi. Ayrıca vücudu saran giysilerin bilinen en eski örnekleri olduğu söylenen straplez korseler de giydiler!

Kadınlar genellikle zayıf, iri göğüslü, uzun saçlı ve dolgun kalçalı olarak tasvir edilmiştir. Bugün böyle bir tanımlama cinsiyetçi gelebilir ama o zamanlar bu kadar değildi.

Aksine erkek sanatçıların bakış açısını yansıtmak yerine ilham alan kadınların cinsiyetlerini ifade ettiklerini ve statülerini sergilediklerini söylemek mümkündür. Diğer bir deyişle, kadın merkezli yapıtlar, erkeklerin şehvetini ya da ‘ideal kadın’ tanımlarını yansıtmıyordu. Görüyorsunuz, Giritli hanımlar kadın olmanın tadını çıkarabilirler!

2. Bu terim kulağa pek popüler gelmese de, Antik Yunan’da cinsellikten söz edilirken göz ardı edilemeyecek bir başka unsur da ‘sodomi’ydi.

Girit Medeniyeti’nden beri var olduğu sanılan ‘asil bir ailenin oğlunun genç bir aristokrat tarafından kaçırılması’ ritüeli pedofilinin en eski örneklerinden biridir. Bu ritüelde aristokrata “dost” anlamına gelen “philetor”, çocuğa “şanlı” anlamına gelen “kleinos” adı verilirdi.

Ritüelde ‘filatör’, ‘kleinos’ları ormanın derinliklerine götürüp onunla iki ay boyunca avlanır, arkadaşlarıyla eğlenir ve aynı zamanda cinsel ilişkiye girerdi.

Çocuğun bu süreçte hayata dair bir şeyler öğrendiği, sorumluluk ve haysiyet gibi erdemler kazandığı düşünülüyordu. Çocuk bu serüvenle yetinseydi, ‘kleinos’tan ‘yoldaş’ anlamına gelen ‘parastates’e yükselirdi.

“Philetor” çocuğu hediyelerle doldururdu; manevi anlamı olan bir kadeh, Zeus’a kurban edilecek bir öküz ve bir askeri üniforma.

Sonunda çocuk, onu kaçıran adamla olan bağı hakkında bir karar vermek zorunda kaldı. Onunla devam etmeyi seçebilirdi ve ona kötü davranılmış olsaydı, adamı ifşa ederek bağlantıyı bitirebilirdi. Bugün böyle bir geleneğin söz konusu bile olamayacağı düşünüldüğünde, hangi seçimi yaptığınız önemli değil!

3. Eşek kulaklı, atkuyruklu, yarı keçi yarı insan olan şehvet düşkünü satirleri muhtemelen duymuşsunuzdur.

Yunan mitolojisinin cinsel tarihinde değerli bir yere sahip olan satirler, her zaman dikleşmiş cinsel organlarıyla ortalıkta mastürbasyon yaparlar; Genellikle tecavüz ve nekrofili ile ilişkilendirilen yaratıklardı. Satirler, penis şeklinde iki borulu enstrümanlar çalmanın yanı sıra dansa, kadınlara ve şaraba düşkündü.

Satirlerin mitolojik bağlamda cinselliği temsil etmesi dışında günümüzde psikolojide ‘satiriasis’ olarak adlandırılan seks bağımlılığı hastalığına da adını vermiştir.

Roma İmparatorluğu döneminde satirlerden esinlenerek tıbbi araştırmalar yapan doktorlar, şehvet düşkünü hastalarına bu tür isimler takarlardı.

4. Kıymetli hikâyelerden biri de Yunan mitolojisindeki Truva Savaşı’nın şanlı kahramanı Akhilleus’un savaş ganimeti olarak aldığı Truvalı Briseis ile olan aşkıdır.

Troy filminden de hatırlayacağınız üzere çok ateşli bir çifttiler. Efsaneye göre Aşil, Briseis’in bütün ailesini katlettikten sonra Briseis’in güzel ve çok zeki kızlarını bir ödül olarak görmüştür. Bu kızın Akhilleus’tan başka kimsesi kalmadığı için diğerini göremiyordu. Oldukça erkeksi olan bu kahramanın pek çok erkekle akraba olduğu da söylenmektedir.

5. Mastürbasyon Antik Yunan’da oldukça yaygındı ve gerçek bir ilişkinin hayal kırıklığını taşımadığı için bir tür inanç duygusu da içeriyordu.

storysofttimesforgotten.com

Ancak, mastürbasyonun daha çok sıradan halk arasında görüldüğünü belirtmek gerekir. Soylular için bu bir zaman ve meni kaybıydı. Bu nedenle mastürbasyon manyaklar, köleler ve diğer insanlarla ilişkilendirilmiştir.

Bir fıçıda yaşadığından tanıdığımız düşünür Diogenes, sokak ortasında düzenli olarak mastürbasyon yapıyordu.

“Keşke karnımı böyle okşayarak açlığımı geçirebilseydim.” Kendini savunan Diyojen, sadece toplum içinde mastürbasyon yapmaktan değil, aynı zamanda kasaba meydanında yemek yemekten de mahkum edildi.

Elbette mastürbasyon Antik Yunan’a özgü değildir, ancak diğer birçok uygarlık bunun kanıtlarını bırakmıştır.

commons.wikimedia.org

Örneğin; Malta’da M.Ö. Dördüncü yüzyıldan kalma, mastürbasyon yapan bir bayanın kilden yapılmış bir heykelciği bulundu. Ayrıca Sümerler, kendi başlarına veya eşleriyle mastürbasyon yapmanın cinsel gücü artırdığına inanıyorlardı. Eski Mısır’da erkek bir tanrı tarafından mastürbasyon yaratıcı ve büyülü bir eylem olarak görülüyordu.

6. Erkeklerde kadınsılık ve karşı cinse özgü giysiler giymek mitolojide ve tarihte sıkça karşılaştığımız olgulardandır.

Antik Yunanistan’da erkeklerin güçlü, erkeksi, keskin zekalı ve tutkulu olması bekleniyordu. Bu bakımdan kadınsı erkekler ‘doğal olmayan’ insanlar olarak görüldü ve zayıflık ve yumuşak başlılıkla özdeşleştirildi. Bunlar hor görülen özelliklerdi.

Ancak kadın kıyafetleri giydiği söylenen bazı isimler sizi şaşırtabilir!

Örneğin; Romalı şair Ovidius’a göre Herkül, Lidya kraliçesi Omphela’nın kıyafetlerini giymiş, hanımefendi ise ünlü aslan derisi kıyafetlerini giymiş ve erkeklik ve gücün simgesi olan asasını tutmuştur. Burada Herkül’ün o dönemde Omphela’nın kölesi olduğu belirtilmelidir.

Ayrıca bazı kaynaklara göre “aslan yürekli” kahramanımız Aşil’in bir hanımefendi kılığında yaşadığı bir dönem vardı.

Aşil’in annesi, oğlunu zorunlu askerlikten kurtarmak için genç bir kızken aristokrat Lycomedes’in evine sakladı. Kızıl saçlı bir kadın kılığına giren Aşil’in takma adı ‘Pyrrha’ idi. Burada aristokratın kızları arasında yaşarken kızlardan birine tecavüz etmiş ve bir oğlu olmuş…

20 yaşındaki Julius Caesar’ın Kralı IV. Nicodemes’in sarayında yaşarken hanımefendi kılığına girdiğine dair de rivayetler var.

Hatta arkasında ‘Bitinya Kraliçesi’ veya ‘her erkeğin kadını ve her kadının erkeği’ gibi kelimelerin söylendiği belirtilmektedir. Ayrıca bazı kıyafetlerinin uzun püsküllerle süslü kolları ve bol kemeri o dönemde çok garip karşılanıyordu.

Antik Yunan’ın toplumsal cinsiyet ve cinsellik hakkındaki bakış açıları hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım! ?

pursaklarajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort